Zoka Çeşitleri ve Kullanım Alanları
kofana zokası

Lüfer Zokası  ( Hırsızlı Sarımsak Zoka )

Satın Almak için Alttaki Whatsappdan sipariş verebilirsiniz.

Zoka Kullanmanın Faydaları

Kullanım itibari ile bir çok mera ve balık türünde av için büyük fayda sağlayan bir materyaldir Zoka. Amatör Balıkçıların içinde usta tabir edilenlerin vazgeçilmezidir. Birçok alanda çok faydalı avlar yapmasına rağmen hala yeterli ilgiyi görmemekde yerine daha çok köstekli takımlar tercih edilmektedir. Bize göre bunun sebebi zokaların ve kullanım alanlarının tam olarak bilinmemesi olduğundan bu sayfada her türlü detay anlatılacak ve umarız zoka kullanımı yaygınlaşacaktır.

 

Zoka, balık yakalamak için çok iyi bir yardımcıdır dedik ama yalnış yerde yalnış model kullanılırsa yarardan çok zarar verir.
 
Bilindiği üzere Balık Avı sporuna gönül verenler her yıl sürekli bir artış içerisinde. Doğal olarak çoğuda evlerine boş dönmek istemiyor. Tabi bu her zaman mümkün olan birşey değil. Çünkü denizin durumu her zaman değişken bir yapıda olduğundan, birgün iyi balık aldığın yerden ertesi gün bir vuruş dahi alamayabilirsin. Balık avını zevkli yapan şeyde aslında budur. Bu nedenle gittiğiniz merada daha farklı alternatifler üretebileceğiniz donanıma sahip olursanız değişik şekillerde av yapma imkanıda bulabileceksiniz. Mesela Muğla Akyaka koyuna gittiniz diyelim. Orada her türlü materyali kullanma potansiyeliniz vardır. Örneğin koyun sağ tarafında bir bölge vardır ki At-Çek yaparak Akya ve Kofana alma şansınız olur. Oradan burna doğru gidip kayalıklar üzerinden Şeytan Oltası ile av yapabilirsin. Oradan derinliği 2 meyreyi geçmeyen alanda Zoka ile Mırmır ve Çupra peşinde koşabilirsin. Yani kısaca Zoka kullanmayı bilmek size avlarda büyük fayda sağlayacaktır.
Şimdi bu faydaların neler olabileceğini sırasıyla belirtelim;
 
 A) Zokaların en bilinen özelliği sağlamlığıdır. Avlarda çoğu kişinin başına gelen yakalanan balığın misina kesmesi durumu Zoka kullanımında minimum seviyelerdedir. Hatta böyle durumlarda hatanın avcıda olduğu bile söylenebilir. Çünkü zokaların koruyucu yapısı özellikle Lüfer ve Levrek gibi balıklarda balıkçıya büyük avantaj sağlar. 
 
B) Bahsedilmesi gereken diğer avantaj ise iğnelerin yapısıdır. Normal bir iğnenin sağlamlığı ile Zoka iğneyi karşılaştırmak gerekirse, aralarında büyük bir fark olduğunu açıkca söyleyebiliriz.
 
 C) Ayrıca Zoka kullanmayıp yerine 2-3 köstekli takım tercih edenler genelde daha çok balık yakalayacağını düşünür. Bu düşünce maalesef ki doğru değildir. Araştırmalarımızda büyük ustalar Zoka atılması gereken yerde köstekli takım kullanmanın avın bereketini önemli ölçüde azalttığını söylüyorlar. Mesela İstanbul'da Lüfer Avı için uygun meralarda zoka kullanılmaması çoğu zaman avın hüsranla bitmesini sağlıyor. 
 
D) Zoka kullanmanın bir diğer faydasıda, ister dişli ister dişsiz olsun her türlü balığı yakalama becerisinin olmasıdır. Yeter ki hedef yaptığınız balıklar ile meraya uygun zokayı seçebilesiniz.
 
 Bu sıraladığımız listenin haricinde daha bir çok faydası sayılabilir. Fakat bunları ilerleyen bölümlerde işlenilen konu üzerinden anlatmayı daha yerinde buluyoruz. Çünkü zokaların çok geniş bir kullanım alanları var. Öyleki her balığı bu materyal ile alabilirsin. Ayrıca yapılışındaki denge ile balıkların vuruş anını zorlanmadan hissettiğinizden, ağır bir iğneye göre müthiş bir icattır diyebiliriz. Üstelik kendiniz bile yapabilirsiniz. Fakat kalıp çıkarırken veya döküm sırasında dikkatli olunmazsa iğnenin zamanla sallandığı ve nihayetinde yerinden çıktığı görülebilir.
 
 
Zokalı Takımların Kullanımı Zoka, balık yakalamak için çok iyi bir yardımcı dedik ama meranın oluşum yapısı itiberi ile yalnış model seçimi size yarardan çok zarar getircektir. Çünkü akıntı, derinlik ve çıkan balıklar baz alındığında buna en uygun zoka modelini seçmek çok önemlidir. Mesela yapılan en büyük hatalardan biri, suyun dibine çabuk insin diye, mera uygun olmamasına rağmen nispeten daha ağır zokaların kullanılıyor olması. Yani Pirçol kullanmak varken Ovala kullanılması gibi. Buradaki hata ağırlığı düşünerek iğnenin büyüklüğünün unutulmasıdır. Çünkü zokalar ne kadar ağırsa iğnenin o oranda büyük olma zorunluluğu vardır. Mesela derin sularda taşlık oluşumlar üzerinde ağır zokalar daha iyi iş yapar. Bu nedenle her bir zokanın kullanım alanları bilinmeli ve ona göre kulanılmalıdır. Yazının ilerleyen bölümlerinde bu bilgileri size detaylıca vericez. Şimdilik yapılan hatalarla devam edelim. 
 
Lufer palamut zokasi Zoka kullanırken birçok kişinin yapmış olduğu bir diğer hata ise takıma ek materyaller eklenmesidir. Buna en güzel örnek Kıstırma ve Gezer Kurşun. Şimdi her Amatör Balıkçının elinde bütün Zoka çeşitlerini bulundurmasını bekleyemeyiz. Ayrıca akıntının durumunuda meraya gitmeden önce bilmekde zordur. Bu nedenle yoğun akıntıda oltamızı suya attığımızda Zoka haliyle uçacaktır. Bunun üzerine hemen bir ağırlık takma ihtiyacı hissedip Fırdöndü arkasına 20-30 gr gezeri monte ederiz. Buda haliyle Zokanın dengesini bozacak ve işlevini tam yapamamasını sağlayacaktır. Peki bu şekil balık yakalanmazmı, tabiki yakalanır. Kısmetiniz varsa balık kucağınıza bile düşebilir ama o zaman bir işi doğru yapmamış olur ve ustalaşma yolunda geri kalmış sayılırsınız. Mesela biz Kösedere mevkiinde zokaya 20 gr iki tarafı delikli kurşun ekleyip 2 adet Sargoz almıştık. Tabi o an ne kadar usta olduğumuzu düşünüp böbürlemiştik ana gel gör ki 20 metre yanımızdaki arkadaşımız doğru zokayla bir kova Sargoz almıştı. Buda bizim ustalığımızı sorgulamamıza neden oldu. Sonra hatanın ne olduğunu anladık. Merada Sargoz olsun, Kaba Lidaki olsun zokaya ilave ettiğiniz ağırlık balıklarla oltanın arasındaki dengeyi bozar. Yemi almadan önceki tırtıklamaları hissetmezsiniz Tasmalamayıda doğru zamanda yapamazsınız. Buda balıkların yemi alıp gitmesine neden olur. Tabi bazı durumlarda Lidaki yeme birden atlayıp komple yutabilir. O zaman bende balığı almış olurum ama bu sürekli devam eden bir av olmayacaktır. Umarız anlatabilmişizdir. 
 
Sonuç olarak her Zoka üretilirken meraların durumuna göre şekil alır. Tam olarak anlatmak gerekirse, zokalardaki bu çeşitliliğin başlıca sebebi av yapacağınız Avlak Yeri ve hedef yapılan balıkların özelliklerine göre seçilip kullanılabilmesidir.
pircol
findik_zoka
suluk_zoka
carpma_zoka
yunlu_zoka

Zoka Çeşitleri ve Av Meraları

Yukarıda Zoka takımlarının balık avında ne kadar önemli olduğuna değinmiştik. Doğru Merayı bulup, hedef balığa göre takım yapılırsa avın bereketinde sınır olmayacağından bahsetmiştik. Şimdi ise size Zoka çeşitlerini ve hangi meralarda kullanılması gerektiğini anlatıcaz. Çünkü zokaların bazı kısıtlı kullanım alanları vardır. Sudaki kabarcıklar, anaforlar ve akıntıların hareketleri bize zoka kullanmaktaki sınırı belirlemiştir. Buna göre aşağıda çeşitlilikden bahsederken hangi tür balıklarıda nasıl avlamanız gerektiği tek tek söyleyeceğiz.
Her zokanın bir şekli ve o şekle göre sınıflandırılmış isimleri vardır. Böylece hafifinden başlayarak en ağırına doğru hepsini bilebiliriz. Buna göre isimler şu şekildedir ; 
 Pirçol ,Ovala, Sarımsak, Sülük, Fındık, Yüksük, Yünlü, Seyirme, Çarpma
 
Zokalar bu kadar çok şekillenirler ama çoğu zaman diğer takımlarla birlikte veya benzer şekilde kullanılabilirler. Şimdi Zoka çeşitlerini tek tek inceleyip nerelerde ve nasıl kullanıldıklarına bir göz atalım.

 

Pirçoller ve Kullanım Alanları

 
Zokaların isimlerindirilmesinde genel anlamda büyüklük ve küçüklük ayrımı kullanılır. Mesela nispeten büyük olan Sarımsak Zoka'nın küçüğüne Pirçol denir. Sülük zokanın küçüğüne Zokita, Fındık zokayada Leblebi. Ama biz küçük olan zokaların tamamına Pirçol deriz. İster kıyıdan istenilirsede sandaldan İstavrit, İzmarit, Hanos, Mırmır. Çinekop ve Sarıkanat avlarında rahatlıkla kullanılabilir. Ayrıca bahar aylarında kayalık ve taşlık meralarda Sargoz ve Karagöz Pirçol ile gayet başarılı sonuçlar vermiştir. Tabi konumuzun başında da belirttiğimiz üzere Zokalı takımların kullanılabileceği meralar çok önemlidir. O zaman yapılacak avlar bereketli olur. Bu meraların nasıl bulunabileceğine dair bilgileri az sonra vericez. O zamana kadar size Pirçol hakkında takım bilgisi verelim
pircol_ideal_igne
 Pirçol 7-8 mm uzunluğunda ve en fazla 10 gr ağırlığındadır. Bu nedenle iğneleri özenle seçilip, dökümüde sağlam şekilde yapılır. Eğer buna özen gösterilirse yukarıda saydığımız balıklar dışında, diğer balık türlerinide avlama şansınız artar. Tabi bu türler Lüfer ve Levrek gibi olta kesme kabiliyetinde olanlar için değildir. Bunun için uzun pala iğneler ile nispeten daha ağır kurşunlu olanlar seçilir. Yeri geldiğinde o modellerdende bahsedicez. Bizim konu ettiğimiz balıklar Karagöz, Mırmır, Lidaki, Mercan ve Kaya Balıkları içindir. Hedef balıklarınız bunlar ise Pirçol iğnelerini kısa pala, çelik ve düz yapılı olanlarından seçeriz. Eğer Çinekop avlayacaksak 4 no iğne, İstavrit, İzmarit, İsparoz türü balıklar içinde 6-7 no 1266 kalitede iğne ideal olacaktır. Zaten resimleri incelerseniz hepsini ayrıntısıyla paylaştık. Pirçok kullanımı için takımları ve yemleri hazırlayarak kendinizi denize atmanız, o gün bol balık avlayacağınız anlamına gelmez. Çünkü bizde biliyoruz ki balığa her zaman o gözle bakarak gideriz. Sonrada boynumuz bükük şekilde geri döneriz. Bunun önüne geçmek için yapmanız gereken bir takım hazırlıklar var. Bunların başında Avlak Yeri (Mera) seçimi gelir. Yani av yapacağınız bölgenin doğa koşulları o gün için balık avına uygun olmalı. Şimdi anlatacaklarımız sadece zoka kullanımında değil genel olarak geçerli olsada Pirçol ile av yapmanın faydalı olduğu yerlerdir.

Anaforların Etkisi

 
 Anaforların Etkisi Bilindiği üzere doğada yaşayan canlıların ortak özellikleri barınma, yemlenme ve üreme üzerinedir. Denizlerde de durum aynıdır. Balıklar hem saklanıp hemde beslenmek zorunda iken, yem olarak bilinen ÇAğanos, Kurtlar, Karides ve Tekelerde aynı şekilde yaşam mücadelesi verirler. Hayat kimse için basit değildir. Bu nedenle bizim avlamaya çalıştığımız balıklar, sürekli bizim yem dediğimiz canlıları avlamaya çalışırlar. Bunların bazıları kum altlarında, bazıları kaya oyuklarında, bazıları ise sığ çamurluklar ve otluklarda barınırlar. Bu canlıları saklandıkları yerden çıkarmakta kolay kolay mümkün olmaz. Ta ki doğa devreye girene kadar. Yoğun akıntılar, Anaforlar, Azmaklar ve Fırtınalar bunların sadece birkaçıdır. Zaten biz Amatör Balıkçıların avlarınıda bu doğa olayları belirler. Bu yüzden Mera seçerken bazı durumlara dikkat etmek gerekir. Nadir bu durumlar?... Mesela ilk olarak Anaforlardan bahsedelim. Anafor, yoğun akıntıların Adacıklar, Büyük Kayalar ve Burunlara çarparak suyun hemen altındaki boşluklarda oluşan dönmelere denir. Akıntı ne kadar yoğunsa suyun bir merkezde dönmesi o kadar büyük olur. Zaten çok büyüklerine girdap denir ki yakaladığı her şeyi içine çekerek suyun dibine gönderir. Neyseki ülkemiz sularında girdap oluşumuna sebebiyet verecek jeolojik yapı yoktur. İşte yem bulmak zorunda olan balıklar bu anaforlar içinde kendilerine yer bularak yoğun hareketlilik yüzünden kayalarda ve kum altında ortaya çıkacak yemleri beklerler. Yani ortam tam bir yem yuvasıdır ve bizimde bundan istifade etmemiz gerekir. Bunun içinde uymanız gereken kurallar var. 
 
 a) Anafor içinde kendini güvende hisseden balıkları ürkütmeyin
 
 b) Daha basit av yaparım düşüncesi ile sandalı anafor üzerinde demirlemeyin. En az 20 metre mesafe olmalı. 
 
c) Olta takımı olarak Pirçol kullanılması büyük avantaj sağlar. Çünkü Pirçol anaforun dönme hızından etkilenmez böylece av süreci çok daha başarılı geçer. 
 
d) Anafor içine attığınız yeme ilk vuruş yapılan yer genelde en ideal yer olur. Hemen misinanızı işaretlemelisiniz.
 
 e) Anafor genellikle derin sularda oluşur ama yinede zokanın küçüğü olan Pirçol seçilir. 
 
f) Bu tür yerlerde yakalanan balıklar genelde hırçın olur. Bu yüzden dikkat etmekde fayda vardır. Ani sıçrayışlar ile kaçmalarını istemiyorsanız önleminizi alın.
 

Denizdeki Kaynamalar 

 
Mera seçiminde suyun altından yüzeye doğru yükselen kabarcıklar görürseniz hemen oltanızı hazırlamalısınız. Çünkü bu bir kaynamadır ve size bol miktarda balık yakalayacağınızın habercisidir. Deniz dibi oluşumları bazen yoğun akıntıların etkisiyle bir kabarcıklanma görüntüsü verir. İlginç olan ise bu olayın nerede olacağının bilinmemmesidir. Hatta aynı yerde bir daha olmayabilir. Bu yüzden raslantısal olarak karşınıza çıkarsa bu fırsatı değerlendirmeniz şarttır.
 
 Bu olayın gerçekleşmesi esnasında balıklar genelde suyun üst taraflarında bulunurlar. Bazen su üstüne çıktıklarını bile görebilirsiniz. Bu yüzden oltanızı dibe değil, aynı İstavrit veya Gopez çeker şekilde dibden 3 ila 7 metre arasında tutmalısınız. Suda nispeten derin olduğundan balıkları ürkütmeden av yapabilirsiniz. Burada da kullanmanız gereken olta Pirçol isede ÇAtal Köstekli takımlarında çok iyi sonuçlar verdiğini biliyoruz. Bu nedenle seçim sizin. 
 
 Bu gibi kaynamaların genellikle kıyıya yakın büyük kayalar önünde gerçekleştiğini düşünürsek, avın bazı problemleri olacağı açıktır. Öyle ki taş balıkları öyle kolay kolay pes eden canlılar değildir. Yakalanır yakalanmaz barındığı kayanın altına gidecektir. Bu nedenle avı bir an önce kıyıya almaya çalışmak en mantıklı hareket olur. Ayrıca çok önemli bir husus vardır ki eğer bir balık oltadan kaçar veya misina kopartırsa bu etraftaki bütün balıklara siyaret edecek ve av aniden duracaktır. O yüzden bu gibi sıkıntılara düşmemek için avları soğukkanlı şekilde yapmalısınız.
 

Akıntıların Çarpışması 

 
Balık avında bir başka mera oluşumu vardır ki, orada avın sınırı yoktur. Bu nedenle burada kısa kısa yazarak geçiştirilecek bir konu olmadığından başka bir sayfada anlatmayı uygun gördük. Ayrıca orada Anaforlar ve Kaynama ile ilgilide detaylı bilgileri bulabilirsiniz. Şimdi meranın Pirçol açısından önemi olduğu için birkaç önemli noktayı vurgulayalım. Konunun başında balıkların yaşam savaşı üzerine birşeyler yazmıştık ve doğanın denizlerde yarattığı birçok faaliyetin gizlenen yemlerin ortaya çıkmasına vesile olduğunu söylemiştik. İşte bunun en etkili olanlarından biride iki karşı akıntının birbiriyle çarpışması olayıdır. Daha detaylı anlatmak gerekirse bir yöne ilerlemekde olan akıntı geniş bir koya girerken orda bulunan buruna çarptığında normal olarak ilerleyemez ve kabaramadığı içinde burnun yanına doğru kayma eğilimi gösterir. Böylece koyun kıyısına doğru bir ters akıntı daha oluşur. Buda tekrar geri gelip burunda birbiriyle çarpışır. Bu çarpışma anında devamlı sakin kalan bir yer vardır. İşte orada bu sert hareketlerden faydalanmak isteyen balıklar beklemektedir. Çünkü hareketler o kadar yoğundur ki tüm gizlenen ufak canlılar ortaya çıkacak ve balıklara yem olacaklardır. Eğer bu bölgede iyice sotelenip Pirçol veya Hırsızlı takım kullanırsanız yapacağınız avın bereketi çok büyük olur. Yem olarak Çağanoz, Madya ve Boru kurdu idealdir.
 
Bu saydığımız yerler dışında Pirçol ile av yapabileceğiniz başka meralarda söylenebilir. Mesela denizin dibinden başlayarak su yüzeyine uzanan kayalık oluşumlar, 4-6 metre derinliğe sahip kırmalık tabir edilen bölgelerde sandal veya botla yapılabilecek avlar, önünün kısmen derin olduğu İskele, Duba, Köprü üstleri gibi yerler hep zoka ile av yapılabilecek yerlerdir. Zaten aşağıda Pişkova ve Ovala zokalarını tanıtırken bunlarada değinecez.
 

Pişkova ve Ovala 

 
Zokaların en küçük elemanlarına Pirçol dendiğini önceki konumuzda belirtmiştik. Özellikle bahar aylarında İstavrit, Karagöz, Kırma Mercan, İzmarit ve bunun gibi birçok balığın avında nasıl kullanılması gerektiğini anlatmıştık. Buna göre Pirçova ve Ovala zokalarının Pirçolden daha sağlam olması gerektiğini belirtmek lazım gelir. Çünkü hem kullanım zorluğu bakımından, hemde av yapılacak balıkların Lüfer, Kofana, Uskumru, Kolyoz gibi takımları zorlama ve kesme yeteneğindeki canlılar olduğundan nispeten daha ağır olmaları şarttır. Daha öncede söylediğimiz gibi en ağır Pirçolun 10 gr olduğunu varsayarsak, Pişkova ve Ovala zokalarının 20 gr ağırlıklara kadar gelmesi gerekir. Çünkü mevsim kışa yaklaştıkça balıklar irileşir ve özellikle Lüfer Balığı için av yapma zorlukları ancak zoka kullanarak giderilebilir. Çünkü yapısı gereği sağlamlığı ile bilinir. Haliyle misina kalınlıklarıda ona göre hesaplanır
 
zokalar

Şekil itibari ile her ne kadar resimlerini paylaşsakda, Pişkova'nın uzun ve köşeli, Ovala'nın ise nispeten yuvarlak görünümlü olduğunu belirtelim. Sınıf farkı olarakda Pişkova'ya Yünlü, Ovala'yada Seyirtme desek yalnış olmaz. Ayrıca her ikisinide hem yemli hemde yemsiz olarak kullanabilirsiniz. Bu avlanılacak meranın şartlarına bağlıdır. Mesela akıntılı bölgelerde iyi iş yaparlar ama havanın gündüz olması şartıyla. Çünkü bu takımlar gece avlarında pek çalışmazlar. Genellikle sabah ezanı ile başlayıp kuşluk vaktine kadar kullanabilirsiniz. 
 
Daha önce Pişkova ve Ovala zokalarının Lüfer avında yoğun şekilde kullanıldığından bahsetmiştik. Burada konumuz dışı kalacağından Pişkova ve Ovala ile Lüfer Avı sayfamıza üzerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
1251_kalite
Takımın nasıl şekillenmesi gerektiğine gelirsek; yapacağımız avın nispeten akıntılı yerlerde olacağını varsayarak seçeceğiniz zokanın Pişkova ve Ovala cinslerinin en ağırları olması gerektiği ortaya çıkar. Zaten döküm sırasında bunun gibi iri zokalara özel itina gösterilir. İğne kısmı ile ağırlık öyle dengeli ve sağlam yapıda olur ki balık yemi yuttuğunda iğne direk damağa saplanabilir. O noktadan sonra çekim sırasında hata yapılmazsa balık su yüzeyine kadar gelecektir. Kullanılacak misina Pirçoldekinde daha kalındır. Pirçolde 0,25 ideal iken Ovala ve Pişkova'da 0,40 ve 0,50 tercih edilmelidir. Ayrıca akıntılı bölgede takımın askıda kalması gerektiğinden sürekli çırpılması gerekir. Zaten bu yüzden de daha ağır olanlarını seçiyoruz.
 
Bu zokaların kullanılmalarında dikkat edilecek bir diğer noktada, ava başlamadan önce iyice silinip parlatılması gerektiğidir. Daha sonra yemlenip suya atılabilir. Suya düşen zoka ağırlığında etkisiyle dibe doğru inme hamlesi yapar, Tabi sizde direk inmesine izin vermeyerek belli noktalarda bazen 1-2 metre, bazende 2 karış çekip bırakırsınız. Bu balığın yerini bulana kadar devam eder. Yerini buldukdan sonra olta işaretlenebilir. BAktunuzki yoğun bir ağırlık var balık yakalanmış demektir. Hemen kıyıya doğru sakince çekin. Her ne kadar Zokalı takım kesilmeye karşı dayanıklı olsada, Lüfer Balığı şakaya gelmez. Ani bir sıçrayışla kaçabilir.

Sarımsak, Fındık ve Sülük Zokalar

 
Öncelikle bu zoka grubunun sarımsağa benzetildiğini söylemek lazım. Sarımsak dişlerinin büyüklerinden küçüklerine doğru sıralarsak ona göre isimlendirildiğinide anlamış oluruz. Fakat tabi zokaları birebir eşleştirmekde doğru olmaz. Çünkü üzerlerinde dikkatlice çalışmak gerekir. Mesela dikkat edilecek olursa sarımsağın dışında kalan tarafı içe dönük ve çukurlaşmış, dış tarafı ise kambur ve çarpıktır. Bu özellik önemlidir çünkü gelişigüzel yapılırsa zoka döner ve takımda gam yapma sorunu belirir. Sarımsağın orta kısmındaki dişler ise biraz daha düzdür. Görünüm itibari ile kuyrukları yapışık şekilde olduğundan sülüğe benzetilirler. Zaten ismide bu şekildedir. Sarımsağın merkezinde kalan diş ise yapılış ve düzeltim sonrası fındığa benzer bir hal alır. Bu yüzden de adı Fındık zokadır
 
Bu 3 zokanın temelde birbirlerine yakın olduğu düşünülüp birbirlerinin yerine kullanılmaları yalnıştır. Çünkü her biri üretim aşamasında belli özelliklere hizmet eder. Dolayısıyla özellikle yem kullanımı esnasında dikkat edilecek hususlar vardır. Buna göre Sarımsak zoka kullanıyorsanız Gümüş, Hamsi, Sardalya gibi akyemleri düzgün şekilde zokaya uyarlayabilirsiniz. Ama Sülük zokada yumuşak yem kullanma gereksinimi vardır. Çünkü gelen yapısı itibari ile diğer zokalarda yumuşak yemelr iğneye takıldığında, iğne dirseği yönünde kayarak bir yerde toplanır. Buda hoş bir görüntü vermez. Fındık zokada ise daha ziyade balıkların iğneye canlı olarak takılması öngörülür. Bunları ilerleyen zamanlarda av yaparken detaylıca anlatıcam. Burada yazarak pek aydınlatıcı olmayacak zira. O yüzden sizin zokaların kabaca nasıl kullanılmaları gerektiğini bilmeniz şimdilik yeterlidir.
 
Bu üç tür zokayı kullanmadan önce bilinmesi gereken birşey var ki oda zokaların belli bir ağırlıklarının olmamasıdır. Yani bir zoka 20 gramda olbilir 200 gramda. Önemli olan gidilecek meranın ve avlanılması düşünülen balığın uygunluğudur. Böylece ne tür ağırlıkda zoka kullanılması gerektiği orytaya çıkar. Zaten bu yüzden bazı zokalar balıkların ismi ile anılır.( Çupra zokası, Küfer zokaso gibi). Aynı zamanda ben hem ağır zoka kullanayım hemde küçük iğne takayım derseniz bunun imkanı yoktur. Tersi olsaydı olabilirdi derdik ama öteki türlü takımın dengesi tümden bozulacaktır.
 
Zokalar bilindiği üzere sarkıtma gibi kullanılırlar. Yapıları gereği başka türlü kullanılma imkanlarıda yoktur. Buna ne yapıları nede ağırlıkları müsaade eder. Yani gittiğiniz merada akıntı yoğun ise ve elinizdeki zoka suya atıldığında uçuyursa, onda ısrar etmek faydasızdır. Ya elinizde daha ağır bir tane varsa kullanırsınız yada başka bir mera arayışı içine girersiniz. Mesela biz birçok avımızda küçük zokalar kullanırız ama bazı yerlerde akıntı o kadar güçlüdür ki hemen ağır zokaları çıkarmak zorunda kalırız. Çünkü küçük olan artık bir işe yaramayacaktır. Bazıları ek ağırlık vermek isteyebilir ama bu yalnış bir uygulama olur.
 

 

Zoka Takımlarının Hazırlanışı

 
     Balık avında Zoka kullanmaya karar verdiyseniz ne tür bir ortamda bulunacağınızı bilmek önemlidir. Çünkü takımınızı ona göre ayarlayarak hedef balıklarınızın belirler, böylece av esnasında fazla zorlanmazsınız. Mesela iğne seçiminden başlayalım. Yukarda hangi türün hangi yem grubuyla kullanılması gerektiğinden bahsetmiştik. Bu nedenle iğne seçimi önemli bir hal alır. Çünkü merada bulunabilecek balıkların bilinmesi takımın başdan aşağı düzenlenmesi gerektiğinin işaretidir. En azından usta balıkçılar için bu böyle. Balık yumuşak yem ilemi avlanacak, yoksa canlı sardalyamı kullanılacak bunlar tespit edilirse iğnede ona göre hazırlanabilir. Bir örnek vermek gerekirse hedef balığınız Sinarit diyelim. Bu balık oldukça iri olduğundan daha sağlam yapılı iğneler ve ağır zokalar seçilir. Yem olarakda canlı Hamsi kullanılırsa zokamızın Fındık Zoka olması gereği hasıl olur. Bu konu hakkında ilerleyen bölümlerde de değinmeye devam edicez.
 
 
suluk_zoka_lufer_avi
Zoka takımlarının balıklarının iriliklerine göre sağlamlaştırılması gerektiğini söylemiştik. Bunun yanında avı daha işleyişli hale getirmek için takıma ilavelerde yapılabilir. Tabi bu eklemeler ağırlık bakımından değil iğne olarak yapılır. Normalde bedene tek bir Zoka bağlayarak yaptığımız avlarda meraların durumuna göre Hırsız İğne eklenebilir veya bedene Öksüz İğne bağlanabilir. Her durumda da önemli olan denizin ve balığın av sırasındaki durumudur. daha iyi anlayabilmeniz için konuyu iyice açalım. Örneğin akıntının hafif olduğu taşlık meralar genelde köstekli sarkıtma oltaların kullanıldığı yerlerdir. Fakat bazı durumlar vardırki sudaki balıklar dipden yukarı kafalarını kaldırmaz. Yada meraya Lüfer veya benzeri balıklar gelmiştir ve sürekli olarak misinanalı keser. Bu iki durumda da yapacağınız şey bedene tek bir Zoka bağlayarak ava devam etmek olmalıdır. Böylece hem dip balıklarını yakalayabilir hemde takımlarınızı kesilmekden kurtarabilirsiniz. Fakat baktınız ki mera çok güzel Sinarit yapıyor. Böyle bir durumda da Zokaya bir Hırsız İğne eklemek başarı şansınızı mutlaka artıracaktır. Hırsız İğne hakkında detaylı bilgi için BURAYA tıklayın. Birde Zokalı takıma Öksüz İğne ekleme durumu var. Bu suda balıkların bol olduğu ve devamlı yeme saldırma eğilimine girmeleri halinde kullanılır. Fakat eklerken takımın genel halini bozmamak çok önemlidir. Yaklaşık 30 cm uzunluğundaki bir kösteğe zoka iğnesinden 1-2 numara daha küçük iğne bağlanır. Zokadan 20-25 cm uzakta durması gereken Öksüz İğne hazırlandıkdan sonra yemlenerek suya bırakılır. Son olarak zokalar için kullanılabilecek yemlerden bahsedelim. Aslında uzun uzadıya yazmaya gerek yok. Zoka için her türlü yem avlanılacak olan denizin ve meranın özelliklerine göre belirlenir. Örneğin Marmara bölgesinde Mamun, Boru Kurdu gibi değerli bir yem bulmak mümkün değildir. Bu nedenle balıkçılar genelde Teke ve Akyem kullanırlar. Ege'de ise özellikle İzmir bu yönden çok şanslıdır. Yılın hemen hemen her mevsiminde Mamun, Boru Kurdu ve Yengeç bulunduğundan her zaman bu yemleri tercih ettikleri görülür. Ama tuzlanmış Sardalya'da özellikle taşlık kayalık bölgeleride sık kullanılar bir yemdir.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

×